AB Yüksek Temsilcisi Borrell, Lüksemburg’da düzenlenen AB Dışişleri Bakanları Toplantısı öncesinde Gürcistan’da yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Toplantıda Gürcistan’da tartışmalara neden olan “yabancı etkinin şeffaflığı” yasasının yürürlüğe girmesi dahil yaşanan son gelişmelerin ele alınacağını ifade eden Borrell, Gürcü hükümetinin politikalarına bu doğrultuda devam etmesinin önemli sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.
Borrell, “Açık olan bir şey var ki Gürcistan’ın üyeliği için kapı açık. Ancak hükümet aynı yolda devam eder, yaptıklarını yapmaya devam ederse bu kapı kapanacak ve sonuçlarına Gürcü halkı katlanacaktır. Eğer işler bu şekilde devam ederse Avrupa Birliği kapısı açık olmayacaktır.” dedi.
AB bakanlarına, Gürcistan’daki durumu ele almak üzere uygulanabilecek çeşitli kısa ve orta vadeli tedbirleri detaylandıran bir rapor sunduğunu belirten Borrell, bugünkü toplantıdan karar çıkmayacağını ancak bakanların bu konuyu tartışacağını dile getirdi.
Borrell, olası tedbirler arasında “Avrupa Barış Fonu” aracılığıyla verilen destek ile Gürcistan hükümetine doğrudan sağlanan bazı mali destek kanallarının durdurulması ve üst düzey siyasi temasların azaltılması olduğunu söyledi.
Yüksek Temsilci, söz konusu olası önlemlerle sivillerin hayatını olumsuz etkilemeyi amaçlamadıklarını vurgulayarak, “Sivilleri etkilemek istemiyoruz. Sivil halka daha fazla acı çektirmek istemiyoruz.” diye konuştu.
Gürcistan’daki tartışmalı yasa
“Yabancı etkinin şeffaflığı” yasa tasarısının nisanda Parlamento’ya sunulmasının ardından Gürcistan’da gösteriler başlamıştı.
Yasal düzenleme, fonlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan Gürcistan’daki kuruluşların “yabancı bir gücün çıkarlarını gözeten organizasyon” olarak kaydolmalarını, aksi halde para cezalarıyla karşı karşıya kalmalarını öngörüyor. Kayıt sırasında, kurum ve kuruluşlar tarafından tüm gelirlerin yansıtılması gerekiyor.
İktidardaki Gürcü Hayali Partisinin nisanda sunduğu ve Parlamento’da 14 Mayıs’ta yapılan oylamada kabul edilen yasa tasarısı, 18 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili tarafından veto edilmişti. Tasarının, 28 Mayıs’ta yapılan oylamada 4’e karşı 84 oyla tekrar kabul edilmesiyle Zurabişvili’nin vetosu aşılmıştı.
Parlamento’nun çevresinde toplanan göstericiler, karara tepki göstermişti.